15 Mayıs 2007 Salı

Merhaba Derken

Merhaba,

Siteme Hoş Geldiniz! İçimden yükselen seslerle karşılamak istiyorum sizi…

Yaratmak Tanrı'nın toprağa ruhundan üflemesiyle başlar. İnsan da yaratıma kendi ruhundan üfleyerek başlar. Öncelikle kağıda ruhundan üfleyen adam onu A4 ten bir senaryoya çevirir. Ardından bu sureç peliküle ruhundan üfleyen başka bir adamla senaryonun film haline gelmesini sağlar.

İşte bu süreçte oluşan zaaflar yaratımı aksatır.İşi fabrikasyona dökmek doğal olarak yaratımı üretime dönüştürür. Yaptığı işte hep bir adım ötesini aramak, iyi olanla tatmin olmayıp bunu inancına yerleştirmek mutlaka daha iyiyi ortaya çıkartacaktır.

Çünkü,
İnanmak her dilde güzeldir. İki insanı birbirinden ayıran en temel şey inançlarıdır. Bir insana inanmak, bir fikre inanmak, bir dine inanmak, bir filme inanmak. Gerçek bir inanç aynı zamanda inandırmayı, inandırıcı olmayı da beraberinde getirir. Başarıya giden yol inanmaktan geçer. Believe…

Food & Booze beş duyu harekete geçmeden tam olmuş sayılmaz! Reklam filmleri genel olarak işitme ve görme duyularına hitap ederler. Ancak çok az film diğer duyuları harekete geçirmeyi başarır. Benim iddiam beş duyuyu harekete geçiren reklam, gerçekten Food&Booze işi olabilmiş demektir. Kendimi ancak o zaman başarılı görürüm. Kevork Tavityan Lalin filminin şarkısını söylemek için stüdyoya girdiğinde; “Ekranı yalamak istiyorum!” demişti. Beş duyuyu harekete geçirmek, kabaca işte bu demek.

Nesnelere ruhlarından üfleyenler adına…

Koray Demir